Yazarlar |
Dr. Öğr. Üyesi Sinan ERDİM
Kastamonu Üniversitesi, Türkiye |
Özet |
Namaza başlanıldığında Fâtihâ Sûresi’nden önce istiâze etmek Mâlikî Mezhebi hariç diğer üç mezhep tarafından amel edile gelen bir uygulamadır. Konuyla ilgili nakledilen rivâyetlere göre az sayıda da olsa bazı sahâbiler namaza bu şekilde başlamışlardır. Ayrıca tâbiînin önde gelen isimlerinin de istiâze ile kıraâte başladıkları nakledilmiştir. Ancak bu istiâzeler alışıla gelen tek tip bir istiâze olarak karşımıza çıkmamaktadır. Ayrıca bazıları Fâtiha Sûresi’nden önce bazısı ise sonrasında istiâze etmişlerdir. Nitekim çalışmamızda da görüleceği üzere bu farklı uygulamalar musannifler tarafından da bab başlıklarına yansıtılmıştır. Konuyla ilgili Hanefî Mezhebi’nin kurucularının söylemlerine baktığımızda, İmâm Muhammed’in el-Asl’da namazın kılınışını anlatırken Sübhâneke Duâsı’nın ardından namaz kılan kişinin içinden istiâze edeceğini söylediğini görmekteyiz. Hem İmâm Muhammed hem İmâm Ebû Yusuf Âsâr’larında bunu İbrâhîm en-Nehâî’nin söylemine dayandırmışlardır. Bunun haricinde neden bu şekilde istiâze ile başladıklarına dair onlardan herhangi bir delil tespit edemedik. İmâm Mâlik ise Ramazan ayı hariç farz namazda kıraâtten önce istiâze edilmesini doğru bulmamaktadır. Bu uygulamaların gerekçesini ise Medine amelinin ve Medine kurrâlarının uygulamalarının bu şekilde devam ede gelmesi olarak sunmaktadır. İmâm Şâfiî konuyla ilgili bazı deliller ortaya koymuştur. “Kur’ân okuduğun zaman kovulmuş şeytandan Yüce Allâh’a sığın” âyetini ve Ebû Hureyre ve İbn Ömer uygulamalarını delil olarak sunmuştur. Bu sahâbilerden naklettiği rivâyetler zayıftır. Hz. Peygamber’in kıraâte istiâze ile başladığına dair herhangi bir rivâyet ortaya koyamaması ise önem arz etmektedir. Ebû Dâvûd’un ve Ahmed b. Hanbel’in oğlu Abdullah’ın İbn Hanbel’den naklettiklerine göre o istiâze çekilmesini uygun bulmaktadır. Ancak konuyla ilgili herhangi bir rivâyeti delil olarak kendisinden nakletmemişlerdir. Kütüb-i Sitte müellifleri ise bu konuyu “Tekbirden sonra ne söylenir?” veya “Namaza kendisine ile başlanılan duâlar” vb. başlıklar altında ele almışlardır. Buhârî eserinde söz konusu bablarda Hz. Peygamber’in namaza istiâze ile başladığına dair herhangi bir rivâyet tahrîc etmemiştir. Aksine Enes b. Mâlik’ten Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekr ve Hz. Ömer’in kıraâte direkt Fâtiha Sûresi ile başladığına dair bir hadis naklederek Mâlikî Mezhebi ile aynı uygulamayı tercih etmiştir. Müslim’in Sahîh’inde de Hz. Peygamber’in Fâtiha’dan önce istiâze ettiğine dair herhangi bir rivâyet görmemekteyiz. Sünen-i Erbaa sahipleri ise eserlerinde söz konusu bablarda Hz. Peygamber’in kıraâte istiâze ile başladığına dair rivâyetleri nakletmişlerdir. Bu eserlerde nakledildiğine göre dört sahâbî Hz. Peygamber’in namaza istiaze ile başladığını nakletmişlerdir. Bunlar; Ebû Saîd el-Hudrî, Cübeyr Mut‘im, Abdullâh b. Mes‘ûd ve Ebû Ümâme el-Bâhilî’dir. Çalışmamızda da görüleceği üzere bu sahâbilerden nakledilen rivâyetlerde ve haklarında önemli ihtilaflar söz konusu olmuştur. Örneğin Hz. Peygamber’in bunu ne zaman söylediği farklı şekillerde nakledilmiştir. Kimine göre gece teheccüde kalktığında, kimine göre gece namaza başladıktan sonra kimine göre de tüm namazlara başlarken söylemiştir. Ayrıca rivâyetlerde de görüleceği üzere Hz. Peygamber tarafından okunduğu nakledilen bu istaîze yaygın istiâzeye göre bazı farklılıklar da içermektedir. Bazı muhaddislere göre bu konuda nakledilen ve en iyi hadis olarak gösterilen rivâyetin aslı mürsel olup sonra muttasıl hale getirilmiştir. Ayrıca bir başka husus da konuyla alakalı aynı bir rivâyet için farklı muhaddisler tarafından zayıf veya hasen hükmünün verilebilmesidir. Ya da bir muhadisin zayıf saydığı bir rivâyeti konuyla alakalı farklı tarîklerin varlığından hareketle başka bir muhaddis sahîh sayabilmektedir. Bütün bu bilgiler sünnet olarak ifade edilen bu uygulamanın yani namazda kıraâte istiâze ile başlamanın kaynağının Hz. Peygamber dışında bir kaynak olma ihtimalini de zihne getirmektedir. Bu uygulamanın sahâbe ve tabîîn dönemi âlimleri veya kurrâları tarafından başlatılma olasılığının da göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatini taşımaktayız. Amacımız bütün bu veriler ışığında Hz. Peygamber’in namaza başladığında mu‘tad bir şekilde Fâtiha Sûresî’nden önce istiâze edip etmediği hakkında bazı sonuçlara ulaşabilmektir. |
Anahtar Kelimeler |
Makale Türü | Özgün Makale |
Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayımlanan tam makale |
Dergi Adı | Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, |
Dergi ISSN | 2148-7634 |
Dergi Tarandığı Indeksler | TR DİZİN |
Makale Dili | Türkçe |
Basım Tarihi | 01-2022 |
Cilt No | 9 |
Sayı | 1 |
Sayfalar | 155 / 177 |
Doi Numarası | 10.46353/k7auifd.1092380 |