Yazarlar |
Doç. Dr. Murat FİDAN
Kastamonu Üniversitesi, Türkiye |
Özet |
Yerleşik hayata geçiş dönemlerinde İslamiyet ile tanışan Türk toplumunun, Uygurlar zamanında gelişmiş bir iktisadî yapı içinde esnaflık anlayışına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Muhammed’in vefatı sonrası Araplar iktisadî yapının gelişiminden daha ziyade kanlı bir iktidar mücadelesine girişmişlerdir. Haşimoğullarından olan Ehl-i Beyt’in mücadeleyi kaybetmesi ile bu aileye mensup bazı kişiler, Horasan üzerinden Asya’ya geçiş yapmışlardır. Burada Türklere bir taraftan İslamiyet’i anlatırken bir taraftan da onların gençleri üzerinden fütüvvetin temellerini oluşturma çaba ve gayreti içinde olmuşlardır. Bu süreçte yerleşik hayata geçiş evrelerini yaşayan Türkler, İran bölgesinde Fars kültürü ile karşılıklı etkileşim içerisinde olmuştur. Arap ve Fars kültürleri arası etkileşimin de Horasan bölgesinde gerçekleşmesi söz konusudur. Hz. Peygamberden öğrendikleri suffa öğretilerini hilfü’l-fudûl anlayışı içinde Orta Asya’ya taşıyan Araplar, Türkler arasında ön planda olan sevgi, kardeşlik, paylaşma ve yardımlaşma temellerine dayalı içtimaî ve iktisadî yapının kendi anlayışları ile harmanlanmasına zemin hazırlamışlardır. Kültürler arası harmanlanmanın gerçekleştiği süreçte Arapların Arabistan yarımadasındaki iktidar mücadelesi de devam etmiştir. Türklerin bölgeye gelişi ve bölgede kurdukları devletler ile iktisadî yapının şekillenmesine büyük katkılar yaptığı anlaşılmaktadır. Ahmet Yesevi ekolünden gelen dervişler, yeni fethedilen yerlerin İslamlaşması ve Türkleşmesi için önemli roller üstlenmişlerdir. Bu dervişler aynı zamanda ahi anlayışı ile topluma meslek de öğretmişlerdir. İlerleyen süreç içerisinde ahi anlayışında kırılmalar yaşanmıştır. Bu kırılmaların belki de en önemlisi Osmanlı Devleti dönemindedir. Osmanlı’nın devlet merkezine “büyük tekke” anlamına gelen “âstâne/âsitâne” kelimesini kullanması, onun ahiliğin merkezi konumuna geldiğinin bir göstergesi olmuştur. Fatih dönemiyle birlikte Osmanlı Devleti iktisadî anlamda âsitâne kimliğini ön plana çıkararak ahi teşkilatlanmasını devletin bir sistemi haline dönüştürmüştür. Sanayi devrimi ile dünya iktisat tarihindeki değişimler, Osmanlının ahi anlayışındaki çözülmelere karşı yeni arayışlarını karşımıza çıkarmaktadır. |
Anahtar Kelimeler |
Makale Türü | Özgün Makale |
Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayımlanan tam makale |
Dergi Adı | Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi |
Dergi ISSN | 2147-2610 |
Dergi Tarandığı Indeksler | TR DİZİN |
Makale Dili | Türkçe |
Basım Tarihi | 06-2020 |
Cilt No | 8 |
Sayı | 22 |
Sayfalar | 171 / 198 |
Makale Linki | https://dergipark.org.tr/tr/pub/avrasyad/issue/54909 |