img
Mania as a Result of Using Disulfiram at the Prescribed Amount During the Fifth Month of Maintenance Therapy: A Case Report       
Yazarlar
Dr. Öğr. Üyesi Ali İNALTEKİN Dr. Öğr. Üyesi Ali İNALTEKİN
Kastamonu Üniversitesi, Türkiye
İbrahim Yağcı
Türkiye
Özet
Disülfiram alkol bağımlılığının tedavisi için ilk kullanıma giren ilaçtır ve halen alkol bağımlılığının tedavisinde kullanılmaya devam edilmektedir. Alkol yıkımında yer alan aldehit dehidrogenaz enzimini bloke ederek asetaldehit birikimine neden olur. Bu birikim alkol tüketimine karşı caydırıcı bir reaksiyona neden olur ve böylece hastaların alkol alımını azaltmasına yardımcı olur. Disülfiram'ın majör metaboliti olan dietilditiyokarbamat, dopamin metabolizmasını katalize eden bir enzim olan dopamin-be tahid roksi lazın bir inhibi- törüdür. Bu inhibisyon psikoza ve maniye neden olabilir. Literatürde ulaşabildiğimiz kadarıyla disülfiram kullanımı sonrası sadece birkaç tane manik atak gelişen vaka bildirimi vardır. Bu vaka takdiminde disülfiram kullanımına bağlı manik atak gelişen, daha öncesinde bir psikiyatrik öyküsü olmayan, 57 yaşındaki erkek hastayı sunuyoruz. Olgu sunumu 25 yıllık alkol kullanımı olan hastanın, haftada 5 gün genellikle 3 standart birim alkol alım öyküsü vardı. Hasta eşiyle ortak kararıyla alkolü bırakmak için hastaneye yatmadan 5 ay önce doktor reçetesi ile 500 mg/gün disülfiram (Antabus tablet) almaya başlamıştı. Hasta son 5 aydır alkol almadığını, disülfiramı 500mg/gün dozunda devam ettiğini ifade etti. Hastanın eşi de bu bilgiyi doğruladı. Psikiyatrik muayenede konuşma hızının arttığı, düşünce uçuşmasının olduğu, duygulanımının neşeli olduğu ancak labil özellik gös- terdiği aralıklarla sinirli olduğu görüldü. Benlik saygısında artış ve grandiyöz sanrısı vardı. Ayrıca muayene sırasında psikomotor ajitasyon görüldü, uyku miktarının azaldığını ama dinç olduğunu bildirdi. Young mani derecelendirme ölçeği uygulandı ve 40 puan aldı. Hastanın manik atak geçirdiği düşünüldü. Başvurudan sonra, psikiyatri servisine yatışı yapılan hastanın disülfiram tedavisi sonlandırıldı. Hastanın yapılan fizik ve nörolo- jik muayenelerinde ve kan tetkiklerinde herhangi bir patoloji saptanmadı. Hastanın affektif bozukluk açısından aile öyküsü yoktu. Alkol yoksunluğu veya disülfiram-alkol reaksiyonu belirtilerine rastlanmadı. Beyin manyetik rezonans görüntüleme normaldi. İdrarda madde tarama testi negatifti. Manik atak semptomlarını kontrol etmek için valproat 500 mg/gün ve risperidon 2 mg/gün şeklinde tedavi başlanıldı. İlaç dozları arttırılarak valproat 1000 mg/güne ve risperidon 4 mg/güne yükseltildi. Hastanın 2 haftalık valproat ve risperidon tedavisi sonrası manik atağa ait semptomları belirgin düzeyde düzeldi ve sonraki takiplerinde herhangi bir anormal duygu- durum veya psikotik semptom görülmedi. Tartışma Alkol bağımlılık tedavisinde kullanılan disülfiram için 250 mg'lık dozla başlamanın mantıklı olduğu, hasta alkol içerse ve disülfi- ram-alkol reaksiyonu olmazsa, dozun 500 mg'a yükseltilebileceği bildirilmiştir. Ulaşabildiğimiz kadarıyla, bu vaka, önerilen dozda ve doz değişikliği yapılmadan, disülfiram kullanımı ile beş aylık bir tedavi sonrasında, alkolik bir hastada psikotik belirtilerin de eşlik ettiği, yeni başlayan bir manik atağın ilk örneğidir. Diğer vaka bildirimlerinden farklı olarak vakamızda önerilen dozda, uzun süreli sürdürüm tedavisi sonucu manik atak ortaya çıkmıştır. Bipolar bozukluk için ortalama başlangıç yaşı 20–30 yaş arasında değişse de yirmili yaşların başında daha çok görülmektedir, ancak hastamız 57 yaşındaydı. Bir dizi çalışma, sosyodemografik değişkenlere göre bipolar bozukluk oranlarını araştırmış ve genel olarak aile öyküsü olanlarda ve tutarsız bulgulara sahip olsalar da düşük gelirli, işsiz ve evli olmayan gruplarda daha yüksek oranlarda görüldüğüne dair kanıtlar vardır. Hastamız evli, düzenli işi ve geliri olan birisiydi. Dolayısıyla olgumuz bipolar bozukluk için risk faktörlerine sahip değildi. Disülfiramın manik atağa ve psikoza neden olabilecek etki mekanizması benzerdir ve dopamin-be tahid roksi laz inhibisyonudur. Disülfiramla ilişkili psikotik semptomların gelişimi için risk faktörleri arasında dozda aşırı hızlı artış veya önerilen toplam dozun üze- rinde artış, bozulmuş karaciğer fonksiyonu ve eşzamanlı dopaminerjik ilaç kullanımı veya psikoaktif madde kötüye kullanımı yer alır. Hastamız disüfiramı önerilen dozda kullanıyordu, doz değişikliği yoktu. Karaciğer fonksiyon testleri normal olan hastanın disülfiram dışında ilaç kullanımı ve psikoaktif madde kullanımı yoktu. Bu faktörler de hastamızda disülfiram kullanımı ile manik atak belirtilerin ortaya çıkması arasındaki ilişkiyi desteklemektedir. Literatürde disülfirama bağlı manik epizod vakaları bildirilmiş olsa da bizim vakamız kadar uzun süre disülfiram kullanımı sonrası, geç dönemde ortaya çıkan manik epizod vakası bildirilmemiştir. Bu nedenle vakamız bir ilk olma özelliğini taşıdığından literatüre katkısı olacağını düşünüyoruz. Bu vaka, önerilen dozda ve uzun süre disülfiram tedavisi alan hastalarda bile bu nadir komplikasyonun gelişebileceğinin önemini vurgulamaktadır.
Anahtar Kelimeler
Alcohol | alcohol dependence | dependence | drug side effects | mania
Makale Türü Diğer (Teknik, not, yorum, vaka takdimi, editöre mektup, özet, kitap krıtiği, araştırma notu, bilirkişi raporu ve benzeri)
Makale Alt Türü ESCI dergilerinde yayımlanan teknik not, editöre mektup, tartışma, vaka takdimi ve özet türünden makale
Dergi Adı ADDICTA-THE TURKISH JOURNAL ON ADDICTIONS
Dergi ISSN 2148-7286
Dergi Tarandığı Indeksler ESCI
Makale Dili İngilizce
Basım Tarihi 04-2023
Cilt No 10
Sayı 1
Sayfalar 20 / 22
Doi Numarası 10.5152/ADDICTA.2023.22076
Makale Linki https://www.addicta.com.tr/Content/files/sayilar/21/ADDCT_20220076.pdf