Yazarlar (1) |
![]() |
Özet |
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle İsveç ve Finlandiya (ortak bir şekilde ) güvenliklerini artırmak adına NATO üyeliğine karar vermişlerdir. Tarihsel süreç içerisinde Rusya'nın Baltık bölgesindeki faaliyetleri her iki devlet için varoluşsal bir tehdit olarak algılanmıştır. Rusya'nın gerçekleştirmiş olduğu askeri faaliyetler ve yaptığı açıklamalar, iki Nordik devletinin üyelik sürecini hızlandırmıştır. İsveç'in NATO üyeliği, Türkiye'nin bazı güvenlik endişelerinden dolayı veto edilmiştir. Müzakereler neticesinde Madrid Zirvesi'nde (Türkiye-İsveç ve Finlandiya arasında) üçlü mutabakat metni ile veto krizi sonlandırılmaya çalışılmıştır. Nihayet Mart 2024'te İsveç, NATO'ya 32. üye olarak katılmıştır. Bu çalışma, olası bir tehdit durumunda küçük bir devletin (İsveç'in) geleneksel dış politikasını terk edip kolektif bir askeri örgüte ihtiyaç duyduğunu ve bunun için de krizleri diplomatik müzakerelerle aşmaya çalıştığı iddiasını ortaya atmaktadır. Bu iddiadan hareketle NATO-İsveç ilişkileri üzerine mevcut siyasi tarih literatürüne katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Söz konusu çalışma İsveç'in olası Rus tehditlerine karşı kolektif bir güvenlik örgütünün desteğini kazanmak istediğinden dolayı bağlantısızlık politikasını terk ettiğini, Türkiye perspektifiyle ortaya koymaktadır. |
Anahtar Kelimeler |
Makale Türü | Özgün Makale |
Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayımlanan tam makale |
Dergi Adı | Erzurum Teknik Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi |
Dergi Tarandığı Indeksler | |
Makale Dili | Türkçe |
Basım Tarihi | 10-2025 |
Sayı | 21 |
Sayfalar | 1 / 14 |
Doi Numarası | 10.29157/etusbed.1558817 |
Makale Linki | https://doi.org/10.29157/etusbed.1558817 |