Yazarlar (1) |
![]() Kastamonu Üniversitesi, Türkiye |
Özet |
Arap edebiyatında lugaz literatürünün kuramsal ve metodolojik gelişim süreçlerini konu alan bu çalışma, İbn Hişâm (ö. 761/1360) öncesinde telif edilmiş lugaz eserlerini konu ve yöntem bakımlarından analiz etmeyi amaçlamaktadır. Böylesi bir tahlil, ilgili literatüre ilişkin bütüncül bir bakış açısı oluşturmaya katkı sağlayacaktır. Nitel araştırmalar kategorisine dâhil olan çalışmada kaynak taraması ve metin analizi yöntemleri kullanılmış, karşılaştırma yöntemine de yer verilmiştir. Çalışmanın İbn Hişâm’a kadar olan süreyle sınırlandırılmasının sebebi, bu süre zarfında farklı lugaz türlerine dair müstakil eserlerin tamamlanmış olması, bunun yanında İbn Hişâm’ın özellikle iʻrâb lugazları üzerine birden çok eser telif etmiş olmasıdır. Araştırma sonucunda, bilhassa çok anlamlılık (polysemy) ve eş adlılık (homonymy) olguları üzerinden kurgulanan ilk lugaz eserlerinin, Arap dili ilimleri arasında en erken dönemlere tarihlenen sözlükçülükle yakın bir zamanda ortaya çıktığı, devam eden yüzyıllarda ise ses, biçim, sözdizimi ve anlam gibi farklı dilbilimsel düzeyler üzerinden çeşitlenen lugaz eserlerinin gerek teorik gerekse uygulamalı alanda zengin bir lugaz literatürü oluşturduğu görülmüştür. Çalışmada konuya ilişkin terminoloji ve kavramsal çerçeve ortaya konulduktan sonra, temelde ebyâtu’l-meʻânî, elgāz ve melâhin türlerine ayrılabilecek lugazlar hakkında klasik ve modern dönemde yapılmış üç tasnife yer verilmiş; ardından ilgili literatüre ait İbn Hişâm öncesi kaynaklar, kronolojik sırayla ve metinlere atıflar yapılmak suretiyle tetkik edilmiştir. Bu bağlamda çeşitli edebiyat kitaplarında müteferrik parçalar halinde zikredilen şiir/nesir parçalarıyla yazmalar halinde bulunan veya kaynaklarda adı geçen ancak günümüze ulaşmamış eserlere kısaca değinilmiş; çalışma lugazlara dair müstakil eserlere tahsis edilmiştir. Arap edebiyatında lugaz türünün en eski örnekleri, Eski Arap şiirinde ve nesrinde görülür. Câhız (ö. 255/869), İbn Abdirabbih (ö. 328/940) ve Ebû Ali el-Kālî (ö. 356/967) gibi ediblerin eserlerinde buna dair aktarımları görmek mümkündür. Lugazların cemʻ ve telif edildiği geç dönem eserlerinde de câhiliye dönemi şiir ve nesir örneklerine atıflarda bulunulmuştur. Yine lugaz, bazı geç dönem şairlerin divanlarında ve edebiyat tenkitçilerinin eserlerinde müstakil bablarda yer verdikleri bir husus olmuştur. Edebiyat eserlerinde müteferrik parçalar halindeki aktarımlar ve şiir divanlarındaki müstakil bâblardan sonra farklı lugaz türlerini bir araya getiren müstakil eserler gelmektedir. Kaynaklarda aralarında birtakım farklılıklar bulunmakla birlikte genellike uhciyye ve muammâ terimleriyle bir arada kullanılan lugaz, ilimler ansiklopedisi niteliğindeki kitaplarda müstakil başlıklarda ele alınmıştır. Taşköprizâde (ö. 968/1561); zahiri itibariyle Arap dili kaidelerine muhalif olan lafızları ele alan uhciyye ilmini, lügat, sarf ve nahiv ilimlerinin bir ferʻi olarak tarif etmiş; lugaz ilmini beyân ilmi altında değerlendirmiş, “medlûlü daima bir isim olan lugaz türü” olarak tanımladığı ve Fars edebiyatında Arap edebiyatına göre daha yaygın olduğunu belirttiği muammâyı ise yine beyân ilmi altında ele almıştır. Benzer şekilde Kâtip Çelebi (ö. 1067/1657) de lugaz ilmini delâletin açık veya kapalı olması bakımından beyân ilminin bir ferʻi olarak tarif etmiştir. |
Anahtar Kelimeler |
Makale Türü | Özgün Makale |
Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayınlanan tam makale |
Dergi Adı | Harran İlahiyat Dergisi |
Dergi ISSN | 2791-6812 |
Dergi Tarandığı Indeksler | TR DİZİN |
Makale Dili | Türkçe |
Basım Tarihi | 06-2025 |
Sayı | 53 |
Sayfalar | 338 / 368 |
Doi Numarası | 10.30623/hij.1639411 |
Makale Linki | https://dergipark.org.tr/tr/pub/hij/issue/90764/1639411 |